Ads 468x60px

29 Şubat 2012 Çarşamba

ANNE ÇEŞİTLERİ - ÇOCUK SONUÇLARI

Düğümler oluşuyor içimizde. Daha anne karnına adım atmadan, anne babanın zihninde başlıyor yolculuğumuz.Çocuğun ruhsal yaşaminda kocaman bir yeri olan anneyi ele alalım.
Mesela"Benimle çocukken hiç ilgilenmediler" diyen anne, "Ben bunu çocuğuma yapmayacağım" derse iyi. Ancak anne bu meseleyi içinde çözemediyse ve gerekli önlemler alınmazsa, o anneden bir Elmayra çıkması ihtimali yüksektir. Elmayrayi hatırlar mısınız? Hani hayvanlara "Sıkıcam sıkıcam" diye sarılırdı ve hayvancıklar kaçacak delik arardı? Işte Elmayra Anne de çocuğunu böyle sıkar, çocuk ondan kaçar, anne daha çok sarılmaya çalışır. Sevgili Elmayra aslında kendi çocukluğunda edindiği terk edilmişlik, yalnızlık duygularından öylesine muzdariptir ki, çocuğuyla ilişkisinde bu duyguları yaşamaya hiç niyeti yoktur. Ancak çocuk onu Elmayra'nın hayvanları gibi reddettikçe reddedilmişlik, terk edilmişlik, değersizlik , yalnızlık duygularını tekrar tekrar yaşayacaktır. Bu anne genelde yılmaz ve çeşitli taktikleri vardır bu aşırı yakınlık halinin devamı için.
Bir de bu çeşit annelerin daha cabbar olmayan bir versiyonu vardır. Bu Anne, ilişkinizde mesafe alma isteğiniz karşısında, dudağını büzecek ve bir Kalimero'ya dönüşecektir. Kalimero'yu hatırlamayana bir ipucu : "Ama bu haksızlık!" Kalimero Anne 'ye ilişkilerdeki mesafe ihtiyaçlarınızdan bahsetmek kolay değildir. "Saçı Süpürge Anne"nin de bu klasmanda yer aldığı anne grubu, çocuklarının ve hayatın onlara yaptığı haksızlıklar karşısında anormal fedakarlık göstererek, çevrelerinin saygısını- umduklarının aksine -yitirmişlerdir. Oysa aşırı fedakarlık mücadeleden kaçmaktır! Bu annenin mottosu "Her şey çocuklar için" dir. Yemezler Süpürge Saçlı Anne, bu senin pasif kaldığın icin, çocuklarının duygusal ihtiyaçlarını gerçek anlamda karşılayamadığın için hissettiğin suçluluğunu giderme biçimin. Çocuklarının durumu o kadar "fedakarlığa" rağmen içler acısıdır çünkü bu annelerimiz çocuklarının yumuşak karnını öyle iyi bilirler ki...Evet bilenler hepbirağızdan cevap versin lütfen bu yumuşak karın neymiş: suçluluk hisleri değil mi? Böyle abuk zamanlarda ortaya çıkan, kaynağı belirsiz, ruhunuzu ele geçiren bir suçluluk... En büyük haksızlığa karşı bile o sinir bozucu pasiflik hali... Çünkü içinizde bir yer hep sizin bir yerde yanlış yapmış olacağınızı söyler. Aslında hakkınızı aramak, haksızlık yapan kişilerden uzaklaşmak istersiniz. Ama bırakmaz ki suçluluk peşinizi... Ne mi yaparız bu durumlarda? Saçımızı süpürge etmeye başlarız. Tanıdık mı bu davranış? Ah anne! O saçın güzelce taranmış olsaydı, dimdik dursaydın karşımda , dudaklarını büzmeseydin hemen, gerekirse çatır çatır kavga edebilseydik ama bana da dik durmayı öğretseydin!
Annenin cevabı hazır: "Bilmemkim teyzen gibi soğuk, durmadan eleştiren bir anne olmamak mı hatam? Bak onun çocuğu hem güzel güzel çalışıyor hem de annesini hergün ziyaret ediyor" Dominant Teyze 'den bahsetmektedir. "Karşılaştırma silahı" devreye girmiştir.
Aslında Dominant Teyze'nin çocuğu sizin kıvranarak zam istediğiniz ofisin bulunduğu plazanın hemen yanındaki plazada acılar içindedir. Işini titizlikle yerine getirdiği halde eleştiri almaya dayanamamakta, işini bırakmak istemektedir. Ama annesine bunu nasıl söyler! Kırk yaşında adamdır ama hala kendisini annesine beğendirmek için çabalamaktadır; hayatında değişiklik yapmaya hiç cesareti yoktur. Bilmez ama kimse böyle olduğunu çünkü Dominant Teyze duygulardan bahsedilmesinden hiç hoşlanmaz , bunu zayıflık olarak görür. Düğüm düğüm olur boğazında sözcükler Dominant Teyze'nin çocuğunun. Annenin zihnindeki düğümler şimdi senin hayatındadır çocuk. Çöz çözebilirsen...
Bir de başka bir klasmanda "Buz Prensesi" anne vardır. Hani Dominant Teyze fazla müdahaleciliği- bu anneler komşunun çocuğuna öğüt verirken kendini ele verirler- ve dediğimdedikliğiyle - tansiyonu vardır, kalbi vardır sıkıysa dediğini yapma- ünlüdür ya, diğeri de donukluğuyla nam salmıştır. Kendi annesi ona belki bir kez bile sarılmamış, şefkat göstermemiştir. Ya da kimbilir çocukluğunda düğümlenip kalmış ne büyük bir derdi vardır. Sevgi ihtiyaçları düğüm düğümdür içinde ancak ne sevgi almayı bilmektedir ne de vermeyi...Elmayra ve Dominant annelerin çocukları iyi bilirler ne zaman onaylanacaklarını, sevgi ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağını; eğri büğrü de olsa bir yol tutturmuşlardır kendilerine. Ancak Buz Prensesinin çocuğu hiç bir zaman görüldüğünü, duyulduğunu hissedemez. Bazen kendi varlığından şüphelenir. Ya hayatta sürekli kendini başkalarına "göstermek" için çabalar, ya da kapanıverir içine çünkü ne yapsa boştur çünkü aslında o yoktur...düğüm düğüm olur hayatı. Çöz çözebilirsen...
Bu saydığım annelik biçimleri karikatürize edilmiştir. Yazılanlar bilimsel gerçeklere bir yanıyla uygun bir yanıylayla ise hiç uygun değildir. Ben psikoloji biliminde, kategorilere, madde madde kurallara çok sıcak bakmıyorum. Bu yüzden bir annenin içinde diğerini, çocuğun hallerinde ise daha karmaşık süreçleri görebilirsiniz. Görebiliyorsanız ne mutlu size.
Eğer bu yazı "Benim annemle ilişkim beni, anneliğimi, çocuğumu nasıl etkiliyor?" diye bir soru uyandırdıysa da, ne mutlu bana!
Pinar

22 Şubat 2012 Çarşamba

Otizmin farkindayiz da onlarin yaninda miyiz?

Bugün metroda otizmli bir minik öfke krizine girdi. Metro cok kalabalik Ve sicakti.Binerken de kapi neredeyse kapanacakti ve minik sikismaktan son anda kurtuldu.Otizm bir spektrum bozuklugu.Yani spektrumun bir ucundakiler konusur ve soyut düsünce becerilerinin gelisememesi gibi görece hafif semptomlar taşirken diger ucundakiler bu metrodaki minik gibi konusamaz kendilerini ifade edemez kalabalik sicak gürültüye karsi son derece duyarlidirlar.
Peki bizim duyarsizligimiz? Metrodaki insanlar dönüp dönüp anne cocuga kimi zaman merakli kimi zaman kinayan gözlerle baktilar.Bu yetmezmis gibi birisi "Sizin cocugunuzu cekmek zorunda miyiz?" diye bagirdi.Annesi cocugunun otistik oldugunu anlatmaya calisirken beriki "Hasta cocuk hasta" dedi.Yanlarina giderek "Hasta degil benim cocugum gerizekali degil" diye bagiran anneyi sakinlestirmeye calistim.Ancak yanimdaki hanim "Hamilesiniz cocuk size vurur falan uzak durun"demez mi? "Ben onlarla calisiyorum hicbirsey yapmaz"gibi sacma sapan seyler cikti agzimdan. Anne de cocuk da duydu bunlari tabi. Ben iyi birsey yapayim istemistim oysa. Minikle biraz "Cok sicak degil mi?" diye konusmaya calistim.Annesi montunun fermuarini acti ve su verdi minige. Susar gibi oldu.Yanimdaki Hanim tekrar "Konusulmasindan hoslanmiyormus Annesi diyor" dedi.Nerden ciktin kadin! Ne yapacagimi bilemez halde anne ogulun mucadelesine sessiz destekte bulunmaya calistim.Önlerinde dimdik durdum cocuk benle gözgöze gelince gülümsedim. Sonra indim ama aklim orda kaldi.Yüregim sıkışık...
Bu 15 dakikalik deneyim bilincsizligimizi,tahammulsuzlugumuzu,cehaletimizi yüzüme vurdu tekrar tekrar .Be Adam o kadina ve cocuga mi yetiyor gücün? Be kadin sana mı kaldi benim hamileligim?Hamileyken hemcinsini koru, otistik cocugu olani yerle bir et! Sevgili ikiyüzlü yurttaslar...O kadar akraba evliliginin oldugu ülkede, bir o kadar yetersiz beslenen bebegin oldugu ülkede, ailede veya mahallede hic mi engelli cocuk yok? Otizmin tabi ki de bunlarla ilgisi yok. Ama farkli davranislara aliskin oldugunuz halde neden küçümseyerek bakiyorsunuz ey insanlar?

18 Şubat 2012 Cumartesi

Guney afrikada cocuk olmak

Güney Afrika'da beyaz cocuklar yalınayak geziyor! Keyiften...
Siyah çocuklar yalınayak geziyor! Fakirlikten...
Türkiye'de çocuklar aypede yapışıyor, ilgisizlikten
Türkiye'de çocuklar annelerinin memesine yapışıyor
Açlıktan
Dünyada hergün birsürü çocuk ölüyor
Savaşlardan
Dünyanın sonu iyiye gitmiyor
Kimilerinin Keyfinden bircogunun ilgisizliginden cokca da fakirlikten açlıktan savaşlardan...